Yüksek besleyici değeri ve düşük
kalori içermesiyle baobab meyvesi özellkle biyo-gıda sektörü için yeni bir tat.
Meyvenin aromasının da kokteyl tatlandırıcıları üreten şirketler için sonderece
çekici olabileceği belirtiliyor.
Afrikanın güney ülkelerinde yetişen
bu meyve için Avrupa Komisyonudan ithalat izni çıkmasının ardından hem
Avrupadaki ithalatçılar hem de Afrika ülkelerindeki meyve ihracatçıları
harekete geçmiş durumda.
Ticaret uzmanları baobab meyvesinin
tüketiminin yaygınlaşmasıyla milyonlarca Afrikalının istihdam edilebileceği
yeni bir sektörün doğacağını umut ediyor.
2007 yılında İngiltere Doğal Kaynaklar
Enstitüsünün yayınladığı bir rapora göre baobab meyvesi yılda 1 milyar dolarlık
bir ticaret hacmi sağlayacak ve 2,5 milyon Afrikalıya iş imkanı yaratacak.
Meyvenin bir diğer avantajı ise
boabab ağacının çok geniş bir coğrafyada ve doğal ortamda yetişiyor olması. Bu
nedenle her halükarda niteliksiz işgücü ve fakir kesimler için boabab
meyvesinin toplanması büyük bir kaynak yaratacak.
Baobab meyvesi hem vitaminler hem de
kalsiyum açısından çok zengin.
Baobab ağacı garip şekli yüzünden
ters ağaç ya da şişe ağacı adlarıyla tanınıyor. Yaklaşık 500 yıl yaşayan ağaç
bazı ülkelerde kutsal. Örneğin ağacın ulusal sembol olarak kullanıldığı
Senegalde yerliler kabile şeflerini ve büyücüleri toprağa değil de bu ağacın
gövdesine gömüyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık
Örgütü Afrikadaki sağlık durumu konulu birçok raporunda baobab meyvesini ishale
karşı doğal bir ilaç olarak önermişti.